Pages

Saturday, April 02, 2011

Enerji Üretiminde Yerli Teknoloji Çalıştayı





Değerli Arkadaşlarım,


Enerji üretiminde tamamen yerli kaynakların kullanımı ya da yerli üretim payının artırılması potansiyellerini değerlendirmek amacı ile 19 Mart 2011 Çarşamba günü ODTÜ Mezunları Derneği olarak Ankara’da sadece konuyla ilgili uzman profesyonellerin davet edildiği bir çalıştay düzenledik.

Çalıştayda; “kömür”, “rüzgâr”, “hidrolik”, “güneş” ve “doğal gaz” olmak üzere 5 ayrı alt gurup oluşturduk. Türkiye’nin kömür rezervleri ve çeşitleri, kömüre dayalı kurulu güç ve kömürden enerji üretiminde kullanılan teknolojiler olarak temel bilgiler çalıştay öncesi “kömür” grubu tarafından hazırlandı ve üyeler ile paylaşıldı.  Öncelikle yerli linyit kömürleri rezervlerimizin en iyi şekilde değerlendirilmesi için uygun teknoloji seçimi ve yerli kaynaklar kullanılarak elektrik üretim tesislerimizin inşası bu çalıştayın en büyük hedeflerinden biri idi. 

Elektrik üretim teknolojilerinin beş ana/esas öğesi olan tasarım, malzeme, imalat, yerinde montaj ve işletme çalışmaları ayrı ayrı göz önüne alınarak, “kömür” grubunun görüşleri çalıştay esnasında üyeler arasında yüzyüze yapılan karşılıklı görüşmeler ile oluşturuldu. 

Bugüne kadar küçük boyutlarda kazan tasarımı yapabilen yerli Türk firmaları olsa da ticari boyutta büyük kazan tasarımı yapabilen bir Türk firması henüz mevcut değildir.  Kazan tasarımı olarak pülverize kömür ve dolaşımlı akışkan yatak (CFB) teknolojileri arasında Türkiye’deki yerli firmaların üzerinde yoğunlaştığı teknolojinin CFB olduğu görülmüştür. IGCC ve diğer yeni temiz kömür teknolojilerinin bizim piyasamıza cevap verebilmesi erkendir. Pülverize kömür yakma teknolojilerine dayanan kazan teknolojisi geliştirme konusunda firmalarımızın ilgisiz olduğu anlaşılmıştır. Kurulu gücümüzün büyük bir kısmı pülverize kömür teknolojisine dayanmaktadır.

CFB kömür yakma teknolojisi geliştirme hususunda özel firmalarımızın, üniversitelerimizin ve TÜBİTAK-  MAM Araştırma enstitümüzün çalışmaları halen devam etmektedir.  Bir özel firma, yerli linyitlerimizi yakabilecek 15 MWe kapasitesinde bir CFB kazan tasarımını tamamladığını ve yakın zamanda bu projeyi hayata geçireceklerini belirtmiştir. Başka bir Türk firması ise 60 MWe’a kadar yerli linyit ve biyokütle yakabilecek ızgaralı kazan tasarım ve imalatını yapabilme kapasitesinde olduklarını açıklamıştır. TÜBİTAK MAM yerleşkesinde EİE ve Orman Genel Müdürlüğünün alıcı kurum olduğu, TÜBİTAK MAM, ODTÜ ve GGS’nin proje ortakları olduğu TÜBİTAK 1007 programı kapsamında desteklenen bir KAMAG projesinde, yerli linyit ve biyokütleyi yakabilecek 1 MWth kapasiteli bir CFB pilot tesisin devreye alınmakta olduğu bildirilmiştir.

Afşin-Elbistan kömürlerinin kullanılması ülkemiz için çok büyük önem arz etmektedir.  Bundan dolayı Afşin-Elbistan kömürlerini yakabilecek uygun bir kömür teknolojisinin seçilmesi/geliştirilmesi için kamu desteği çok önemlidir.  Bunun için önerilebilecek bir yöntem; tamamı yerli firmalardan oluşan bir özel ve/veya kamu şirketler birliği,  EPC olarak normal boyutta bir ünite yapımını üstlenmesi olabilir. Riskin büyük bir kısmının kamu tarafından alınması şartı ile konsorsiyumu oluşturan firmalar nispeten daha küçük oranda riskler alarak böyle bir ünitenin yapımını gerçekleştirilebilirler.

Kamu desteğinin yoğun olduğu başka modeller de üretilebilir, önemli husus ihale yasasında mevcut olan önceden benzer iş yapma maddesinin kaldırılarak bahsi geçen elektrik üretim tesisinin tamamen özel sektör/üniversite/araştırma merkezlerimiz tarafından yapılması için teşvik edilmesi şartıdır.  

Yerli linyit kömürlerini yakabilecek CFB yakma teknolojisinin ticari boyuta ulaşmasının çok yakın gelecekte olacağı tahmin edilmektedir. Yerli teknoloji kullanımı kısıtlayan en büyük faktörlerden bir tanesinin temel ve detay tasarım eksikliği olduğu göz önüne alınırsa, bu engelin yakında aşılabileceği düşünülmektedir. Süreci hızlandırmak için kamu desteğinin daha fazla sağlanması şarttır.  Tasarım hususunda şu an gelişmekte olan evrelerin hızlı bir şekilde tamamlanması için aşağıda maddeler halinde sıralanan önerileri yaptık;

·         Planlı ve organize bir şekilde daha fazla kamu/ özel proje finans/ satıcı kredisi/ Ar-Ge fon/ yazılım desteklerinin yerli üreticilerimize sağlanması gerekir,
·         Özel sektör, üniversitelerimiz ve TÜBİTAK MAM tarafından yapılan çalışmalar arasında bir koordinasyon oluşturulması gerekir,
·         Yurt dışı finans desteği alınarak yapılması öngörülen enerji üretim tesislerinin alım şartnamelerinde yerli üretimi özendirecek düzenlemelerin yapılması gerekir, 
·         Finans paketinin kamu desteği ile yerli bankalar tarafından temin edilebilmesi gerekir,
·         Savunma Sanayi Müsteşarlığı (SSM) gibi Enerji Sanayi Müsteşarlığı (ESM) kurulması, enerji alanında üretici ve işletmeci firmaların sorunlarının çözümünde önemli bir rol oynayabilir.
·         Temel/ Detay tasarım geliştirme için gerekli Ar-Ge faaliyetlerinin desteklenmesi için özel sektör-üniversite işbirliğinin geliştirilmesi gerekir,

Başlıca birkaç ST/GT türbin-jeneratör firmasının uluslararası pazarda çok iyi konumlandığından ve bu teknolojileri geliştirmek için gerekli araştırma geliştirme masraflarının çok yüksek olacağından bu iki komponent için yerli tasarım/üretim yapmanın şimdilik anlamlı olmayacağı, düşüncesindeyiz.

Yurdumuzda yüksek kaliteli malzeme/ çelik boru üretiminde bir yetersizlik söz konusudur.  Yatırım maliyetlerinin çok büyük olmasından dolayı malzeme üretim tesisleri kurulması çok zor gözükmektedir.  Ana malzemenin yurt dışından alınmasının şu an için kabul edilebilir, ancak uzun vadede sorunlar çıkarabileceği düşünülmektedir.  Şimdiden yüksek kaliteli malzeme üretimi için araştırma-geliştirme işlemlerinin başlatılması gelecekte yerli üreticilerimize yardımcı olacaktır.     

Ağır sanayide yüksek teknoloji gerektiren alanlarda ciddi imalat tecrübemiz olmamasına rağmen, imalat/ çelik konstrüksiyon yerli sanayimizin en güçlü olduğu alan olarak göze çarpmaktadır.  Detaylı teknik bilgilerin verilmesi ile yurt dışındaki birçok firma için Türkiye'de fason üretim yapılmaktadır. 

Bazı firmalarımız gerekli teknik detayların verilmesi durumunda türbin üretecek konuma dahi gelmişlerdir.  Burada önemli olan imalatı kimin/ kime yaptırmak istemesidir.  Eğer EPC firması yerli olursa ve kendi tasarımı varsa yerli ürecilerimiz de bundan yüksek miktarda katkı sağlayacaktır. 

Aksi durumlarda yerli firmalarımız tarafından rahatlıkla üretilebilecek birçok ürün yurt dışında üretilerek yerli sanayimize zarar verecektir.  Tasarım ve imalat arasında çok güçlü bir ilişki bulunmasına rağmen EPC yüklenici firma, temel tasarım ve imalatı kimin yapacağı hususunda belirleyici rol oynamaktadır.  

Kömür Gurubumuz, yerli imalatı teşvik etmek açısından Tunçbilek’te bulunan iki adet 22 MWe'lık ünitelerin ve Afşin-Elbistan A santralinde bulunan bir ünitenin tamamen yerli firma(lar) tarafından rehabilite edilmesi için bir girişim başlatılmasının önemli olduğu düşüncesine varmıştır.  Böyle bir girişim yerli sanayimiz için tasarım, imalat, ve entegrasyon alanlarında ciddi bir tecrübe ve özgüven kazanımını beraberinde getirecektir.

Bir tesis oluşumunda; yerinde montaj yapabilecek, çeşitli ekipmanları bir araya koyarak bütün sistemi oluşturacak, tecrübeli firmalarımız bulunmaktadır.  Fakat ana / lider EPC yüklenici olarak rol almadıkları sürece firmalarımız, süreçte belirleyici bir rol almamaktadırlar.
       
Elektrik üretim santrallerimizde işletme hatalarından dolayı üretim kayıpları olmaktadır.  Santrallerimizin optimum verim, minimum emisyon ve maksimum emre-amadelikte çalıştırılabilmeleri için ciddi operatör eğitim programı uygulanmalıdır. 

Ünite operatörlerinin seçilmesi ve devamlı sürdürülebilir eğitimlerin verilmesi şarttır. Termik Santrallerdeki eğitim programlarına, periyodik bakım-onarım çalışmalarının nasıl yapılması gerektiği dâhil edilmelidir.

SONUÇ

Kömür rezervlerimizin büyük bir kısmı düşük kaliteli (yüksek nem ve kül ve düşük ısıl değer) linyit kömüründen oluşmaktadır. Enerji üretiminde kömür kullanan termik santrallerimizin çok büyük bir kısmı pülverize kömür teknolojisine dayanmaktadır. 

Son zamanlarda dolaşımlı akışkan yatak (CFB) teknolojisine dayalı üniteler kurulmakta olsa da, Türk linyitlerini yakabilecek bir CFB teknolojisi henüz tam anlamı ile denenmemiştir.  Tecrübeli yabancı kazan firmaları Türk linyitlerini yakabilecek CFB teknolojisine dayalı yüksek kapasiteli buhar kazanlar için yüksek risk gördüklerinden EPC yüklenici olarak ana rol almak istememektedirler.  Yerli kazan dizayn/imalat için yeterli olabilecek yerli firmalarımızda maalesef kamu tarafından yeterli teşvik görmedikleri için böyle bir durumu değerlendirmemektedirler.

Linyit kömürlerimizi yakabilecek kazan tasarım ve imalatını yapabilecek herhangi bir EPC yüklenici bulunmamaktadır. Bu durum, enerji üretiminde yerli teknoloji geliştirilmesi ve kullanılmasını engellemektedir.  Aynı şekilde özel firmalarımızın yaptığı kredi/ finans anlaşmaları gereği finansmanı veren yabancı ülkenin tasarım/imalat konularında katkı paylarının çok yüksek olması da yerli sanayimizi olumsuz etkilemektedir.

Yerli sanayimiz için kazan tasarımı, en önemli başlangıç noktası olarak görülmektedir.  Özel sektör ve TÜBİTAK MAM tarafından CFB kazan tasarımı için çalışmalar devam etse de bu çalışmaların daha fazla kamu desteği ile hızlandırılarak ticari boyuta ulaştırılmaları çok önemlidir.  Alanlarında uzman yerli firmaların üniversite ve araştırma merkezleri ile birlikte bir ortaklık/ konsorsiyum oluşturarak ek kamu desteği ile bir kazan tasarım/  imalatı ve deneme uygulamasına bir an önce başlanması öncelik olmalıdır.

Yerli sanayimizin çok ciddi boyutlarda imalat tecrübesi vardır.  Yerli sanayimiz tarafından imal edilebilecek birçok teknolojik ürün/ ekipman yapılan kredi/ finans anlaşmaları çerçevesinde yurt dışında üretilmektedir.  Yerli imalatımızı artırabilmek için enerji alanında tasarım yapabilen güçlü EPC yüklenicilerin oluşturulması ve teşvik edilmesi bir zorunluluktur.

Yüksek kaliteli malzeme üretimi için bir an önce üniversitelerimiz, araştırma enstitülerimiz ve yerli üreticilerimiz arasında araştırma-geliştirme projelerinin başlatılması ve teşvik edilmesi gerekmektedir. Termik Santral işletmecilik tecrübemizi artırmak için düzenli eğitimler ve santral operatörü seçimlerinde dünyadaki diğer işletmecilerin izlediği bilinen rutin metotlar takip edilmelidir.       

Çalıştay sonuçlarını 30 Nisan 2011 Cumartesi günü saat 1300 da Ankara ODTÜ Mezunları Derneği Konferans salonunda ilgilenen herkese açık panelde kamuya sunmayı planlıyoruz.

En derin saygılarımla...

Haluk Direskeneli, Ankara,  Nisan 2011